Papa Michelangelo'ya sordu: "Dehanızın sırrını söyleyin bana. Davut heykelini nasil yarattiniz -bu bütün şaheserlerin şaheserini?" Michelangelo'nun cevabi: "Çok basit. Davut olmayan her şeyi çıkardim."
Maalesef öyle. Kendimiz hakkında negatif düşünüyoruz. Başka insanlar da hakkımızda böyle düşündüklerini düşünüyoruz ama gerçekte öyle değil. Konuyla ilgili Dove’ın yaptığı kısa reklamı var. Ekliyorum linkini https://youtu.be/1oAeyeh_qKk
Sürekli yabancı kişiler ile toplantılar ve görüşmeler içerisindeyim ve toplumumuzda yer alan bireylerin çoğunda şu davranışı gözlemliyorum. İngilizce konuşuyoruz, cümle kuruyoruz.Kelime haznesinde yer alan kelimeler ile karşımızda aynı kültüre sahip biri varmış gibi kurduğumuz cümle sonrası gülüyoruz ve güldükten sonra karşı tarafında gülmesini bekliyoruz. Sadece kültürden kaynaklı bu davranışın oluştuğunu düşünmüyorum özellikle dil konusundaki becerimizin sanki yetersizmiş de ama mevcut kelime haznesiyle beynimizin öyle bir cümle kurmasını kendi içimizde kutladığımızdan dolayı mutluluk duyarak güldüğümüzü düşünüyorum. Aslında Qurio CLub'tan bunu size sormak ve buna kafa yormayı teklif edecektim ama bu yazınıza yorum olarak nasip oldu. Sizin ve okuyucularınızın bu konudaki görüşleri önemlidir. teşekkür ederim
Aynı durumu ana dilimizde de yaşıyoruz aslında. Kelimeler aynı olabilir ama oraya yüklediğimiz bütünsel anlam, bağlam, ve kelimelerin ayrı ayrı anlamları kişiye göre değişebilir. Benim gülümsediğim bir ifade karşısında başka biri farklı anlam yükleyebilir. Bir de aynalama diye bir kavram var. Yani karşıdaki kişi sizi ilgiyle dinliyorsa, belli bir süre sonra beyni sizi aynalamaya başlıyor ve kendini size göre adapte etmeye çalışıyor. Haretletleriniz bile aynı olabiliyor sohbet esnasında. Ama burada önemli nokta - karşıdaki kişininin sizi ilgi ile dinlemesi.
Çok değerli bilgileri paylaşıyorsunuz. Ama itiraf etmeliyim ki, özellikle ingilizce öğrenme-çalışma ortamlarında insanlar sanki "dürtülerek" çalışır gibiler. Sanki bir ilaç, tablet olsa da sorun çözülse modundalar, biraz abartarak ifade edersem. Çalışmamak, gayret göstermemek için fırsat kollar gibiler. Herkes herşeyin koçunu bulmuş; parayı veririm, sorun çözülür kafasında...Fazla mı acımasız oldu?! Selam ve Saygılar.
Michelangelo'nun cevabı ve "Başarılı ve mutlu olma sırrını tam bilmiyoruz. Ama başarısızlık ve mutsuzluğa neden olan şeyleri biliyoruz." cümlesi zihnimde parladı ve yeni pencereler açtı. Aslında bize neyin engel olduğunu iyi biliyoruz ama onları bize kötü de olsa bir etkide bulundukları için fazla önemsiyoruz bence. Sakince onlardan uzaklaşmak gerek :)
“Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işe neler engel olur diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı iş kendi kendine yürür.”
-Mustafa Kemal Atatürk
"nonviolent communication system" Marshall Rosenberg tarafından geliştirilen sistem ve bir klasik, 21gün kuralı...
Bu ilham dolu yazıya bayildim
🙏
Sadece daha az aptallığa ihtiyacımız var. Bazı cümleler hayatımıza Vital Feature etkisi yapıyor. Benim için bu da öyle oldu.
Ancak kendimiz için negatif düşünüyor gibiyiz belki daha olumlu yaklaşabiliriz. Beni düşündürüyor ve bu hissi seviyorum. Teşekkürler
Maalesef öyle. Kendimiz hakkında negatif düşünüyoruz. Başka insanlar da hakkımızda böyle düşündüklerini düşünüyoruz ama gerçekte öyle değil. Konuyla ilgili Dove’ın yaptığı kısa reklamı var. Ekliyorum linkini https://youtu.be/1oAeyeh_qKk
Sürekli yabancı kişiler ile toplantılar ve görüşmeler içerisindeyim ve toplumumuzda yer alan bireylerin çoğunda şu davranışı gözlemliyorum. İngilizce konuşuyoruz, cümle kuruyoruz.Kelime haznesinde yer alan kelimeler ile karşımızda aynı kültüre sahip biri varmış gibi kurduğumuz cümle sonrası gülüyoruz ve güldükten sonra karşı tarafında gülmesini bekliyoruz. Sadece kültürden kaynaklı bu davranışın oluştuğunu düşünmüyorum özellikle dil konusundaki becerimizin sanki yetersizmiş de ama mevcut kelime haznesiyle beynimizin öyle bir cümle kurmasını kendi içimizde kutladığımızdan dolayı mutluluk duyarak güldüğümüzü düşünüyorum. Aslında Qurio CLub'tan bunu size sormak ve buna kafa yormayı teklif edecektim ama bu yazınıza yorum olarak nasip oldu. Sizin ve okuyucularınızın bu konudaki görüşleri önemlidir. teşekkür ederim
Aynı durumu ana dilimizde de yaşıyoruz aslında. Kelimeler aynı olabilir ama oraya yüklediğimiz bütünsel anlam, bağlam, ve kelimelerin ayrı ayrı anlamları kişiye göre değişebilir. Benim gülümsediğim bir ifade karşısında başka biri farklı anlam yükleyebilir. Bir de aynalama diye bir kavram var. Yani karşıdaki kişi sizi ilgiyle dinliyorsa, belli bir süre sonra beyni sizi aynalamaya başlıyor ve kendini size göre adapte etmeye çalışıyor. Haretletleriniz bile aynı olabiliyor sohbet esnasında. Ama burada önemli nokta - karşıdaki kişininin sizi ilgi ile dinlemesi.
Çok değerli bilgileri paylaşıyorsunuz. Ama itiraf etmeliyim ki, özellikle ingilizce öğrenme-çalışma ortamlarında insanlar sanki "dürtülerek" çalışır gibiler. Sanki bir ilaç, tablet olsa da sorun çözülse modundalar, biraz abartarak ifade edersem. Çalışmamak, gayret göstermemek için fırsat kollar gibiler. Herkes herşeyin koçunu bulmuş; parayı veririm, sorun çözülür kafasında...Fazla mı acımasız oldu?! Selam ve Saygılar.
Michelangelo'nun cevabı ve "Başarılı ve mutlu olma sırrını tam bilmiyoruz. Ama başarısızlık ve mutsuzluğa neden olan şeyleri biliyoruz." cümlesi zihnimde parladı ve yeni pencereler açtı. Aslında bize neyin engel olduğunu iyi biliyoruz ama onları bize kötü de olsa bir etkide bulundukları için fazla önemsiyoruz bence. Sakince onlardan uzaklaşmak gerek :)