Kızıma farklı dilleri nasıl ‘aşıladığımızla’ ilgili özellikle öğrencilerim çok merak etti. Ben de bu konuyu kapalı gruplarımızda paylaşmak yerine, burada bir blog post yapmayı tercih ettim.
Eşim ve ben birkaç dili bilen ve konuşan ebeveyneler olarak, kızımız da birkaç dili bilsin istiyoruz. 2 yaşında olan kızımız şu an Türkmenceye (benim 2. dilim) ve Özbekçeye (eşimin dili) ek olarak Türkçeyi, Rusçayı (benim 1. dilim) ve İngilizceyi anlayabiliyor ve o dillerde cevap verebiliyor. Şu an ağırlıklı olarak Türkçeyi kullanıyoruz. Ama bundan sonra daha fazla Rusçaya odaklanmak istiyoruz, çünkü Türkçe zaten doğal olarak bu ülkede bulunduğumuz sürece gelişecek.
İlk tepkiniz belki şu olabilir ‘bu kadar dil karışmıyor mu?’. Hayır. Çocuk belli bir yaşa kadar farklı dilleri tek dil olarak algılıyor. Belli bir süre sonra aradaki farklarını anlayabiliyor ve dillerin arasındaki tercihini yapabiliyor.
5 yaşına kadar edinim süreci diye bir süreç var. Bu süreç zarfında çocuk herhangi bir efor sarfetmeden tabiri caizse süpürge makinesi gibi gördüğü ve duyduğu her şeyi yutuyor ve beynine kaydediyor. Beyin bu süreçte çok açık ve her saniyede milyondan fazla nörön bağlatılarını oluşturuyor. 5 yaşından sonra ise öğrenme süreci başlıyor.
0–5 yaş her açıdan çok kritik bir süreç. Dil gelişimi için de böyle. Çocuğa tabi ki burada ders gibi yabancı dili öğretmek yanlış olur. Bu süreçte bol bol duyuşsal beceriye ve görsele odaklanmak lazım.
Etrafınızda, hayatında, örneğin Arapçayı hiç görmeyen, öğrenmeyen, ama o dili anlayan ve konuşabilen arkadaşlarınız vardır. Hayat hikayelerini dinlediğiniz zaman, çocukken ailesi Arapça konuşan bir bölgede kaldığını anlatırlar. Siz de zannedersiniz ki bu adam bir dahi. Halbuki değil. 0–5 yaş arası beynimize giren dil hiçbir yere kaybolmuyor.
Özetle, çocuk 0–5 yaş arasında yabancı bir dili sadece duyarsa, ilerleyen yaşlarda o dili öğrenmek istediği zaman çok daha hızlı ve kolay öğrenebilecektir. Dolayısıyla çocuğunuzun arada İngilizce konuşmalarını duyması da fayda sağlayacaktır. Bunu odasında masalları veya çizgi filmleri açarak sağlayabilirsiniz. Ve dinlerken anlamak zorunda değil. Duyması yeterli.
Üniversite yıllarımda hocamız dersimizde bir makaleyi okudu bize. Almanyanın bir köyünde 80 yaşında bir amca traktörle tarlasında doğru giderken bir kaza geçiriyor. Yüksek bir tepeden metrelerce traktörle birlikte yuvarlanıyor. Komada 1 ay kaldıktan sonra, kendine gelince Fransızca konuşmaya başlıyor. Bu durum tabi ki herkesin merak konusu oluyor çünkü adam anlattığına göre hayatında fransızca hiç görmemiş ve bulunduğu köyden bile çıkmamış. Olayı tabi ki ilk başta reenkarnasyona bağlıyorlar. Fakat bu durum dilbilimcilerin de merak konusu oluyor ve adamı incelemeye başlıyorlar, sonra hipnozla şunu anlıyorlar — Adam 2 yaşındayken, ona bakan fransız bir dadısı varmış. Yan evdeki komşusu da fransızmış. Dadısı komşu misafirliğine gittiği zaman, fransızca konuşuyormuş, ve o zaman 2 yaşındaki çocuk da hep kucağında olduğu için, dili sünger gibi çekmiş beynine. Tabi ki bu adamın yaşadığı durum ekstrem bir durum. Kazayla bilinç altı bir şekilde bilinç üstüne çıkıyor ve o dili kullanmaya başlıyor. Ama mesele şu ki, dil kaybolmuyor. Eminim bu amca hayatının belli dönemlerinde fransızca öğrenmeye karar verseydi, hızlı ve kolay öğrenirdi
Peki, biz eşimle birlikte hangi yöntemleri uyguluyoruz? Sırayla şöyle:
ÇİZGİ FİLMLER (YOUTUBE)
Yaşına uygun çizgifilmleri açıp, o dili duymasını sağlıyoruz. Çizgifilmleri genel olarak Ingilizce veya rusça açıyoruz.
ŞARKILAR (YOUTUBE)
Renkleri, sayıları, hayvanları veya fiileri (jump, run, sit, sleep vs.) öğreten şarkılar var. Çocuklar zaten onları tekrar tekrar izlemekten hoşlanıyor. Böylece o dilde belli kelimeler de kodlanıyor
OYUNLAR
Eşim bu konuda oldukça kreatif. Farklı oyunları uygulayarak şarkılarda veya çizgi filimlerde gördüğü kelimeleri uygulayarak pekiştiriyorlar. Oyun hamuruyla bir şeyler yapıyorlarsa, hem rengini hem de hayvanı söylüyor. Bir diğer sevdiği oyunu, oyuncağı daha doğrusu, o da benim mekanik klavyem :) Tıkladığı harfleri söylemeye çalışıyor. Veya ben bir harf söylüyorum, o da bulmaya çalışıyor
RESİMLİ KARTLAR
İngilizce ve Türkçe olmak üzere farklı kelime kartlarıyla kızım kelimeleri öğreniyor ve tahmin etmeye çalışıyor. Etkili bir çalışma. D&R’da çocuk reyonunda bu tarz kartları bulabilirsiniz
MASAL OKUMALARI
Gece uyumadan önce eşim bazı günlerde türkçe, bazı günlerde ise Ingilizce masalları okuyor. Okuyor derken masallar bol resimli, az yazılı olan masallar. Bazen okumadan sadece resimlere bakıp, resimlerde olup bitenleri anlatıyor ya türkçe ya da Ingilizce. Bundan sonra yeni kitaplarıyla bu masalları rusça okumaya devam edecek.
TABLET OYUNLARI
Bazı oyunların kızımın gelişimine katkı sağlayacağından emindim. Öyle de oldu. El becerileri daha da hızlı gelişti. Benim bile bazen takıldığım yapbozları hızlı yapmaya başladı. Bu oyunlar da genel olarak Ingilizce seslendirmeli olduğu için, orada da belli kelimeleri öğrenmiş oluyor.