Özet:
Bu yazıda yeni hedefler belirlediğimizde rutinlerimizi güncellememizin öneminden bahsediyorum.
Üç farklı seçenekle mevcut rutinlerimize hedefleri nasıl ekleyebiliriz?
Rutinimize yeni şeyler sıkıştırmak neden verimsizdir?
Kendi deneyimlerim ve yaşadığım zorluklar ışığında beş anahtar çözüm sunuyorum: odak yönetimi, vazgeçebileceğimiz maddeler, uyku takibi, fiziksel aktivite ve yürüyüş, minimum uygulanabilir aksiyon.
Hedeflere ulaşmak için doğru ve verimli çalışma yöntemlerini anlatıyorum.
Video formatında izlemek için
Hayatımıza Yeni Bir Hedef Girdiğinde Rutinimizi Nasıl Güncelleriz?
Hayatımıza yeni bir hedef girdiğinde, mevcut rutinimizde mutlaka bir güncelleme yapmamız gerekiyor. Bu hedef, örneğin İngilizce öğrenmek olabilir. Peki, neden rutinimizi güncellemeliyiz? Çünkü zaten sabah, öğle ve akşam saatlerinde yaptığımız belli başlı alışkanlıklarımız var. Yeni bir hedef eklemek istediğimizde üç farklı seçeneğimiz bulunuyor:
Mevcut Rutini Genişletmek:
Sabah daha erken kalkmak veya gece daha geç uyumak.
Yeni hedefi bu ekstra zaman dilimlerine dahil etmek.
Var Olan Rutini Değiştirmek:
Sabah ya da öğle saatlerinde yaptığımız bir aktiviteyi, yeni hedefimize yönelik bir çalışmayla değiştirmek.
Yeni Hedefi Var Olan Rutinimize Sıkıştırmak:
En verimsiz yöntemdir.
Hem mevcut rutinimizi bozar hem de yeni hedefimize ulaşmamızı engeller.
Bu üçüncü seçenek, ne yazık ki en sık başvurduğumuz yöntemdir ve çoğunlukla başarısızlıkla sonuçlanır. Kendi deneyimlerimden yola çıkarak, 2016 yılında şirketimi batırmamın temel sebeplerinden biri de buydu. Özel hayatım bozuldu, arkadaşlarımla görüşemedim, sağlığıma dikkat edemedim ve öğrencilerime yeterince vakit ayıramadım. Sonuç olarak stres, depresyon ve duygu dengesizliği yaşadım.
Bu durumdan çıkarılacak ders şudur:
Rutinlerinizi bilinçli bir şekilde güncellemeden yeni hedefler eklemek, mevcut düzeninizi altüst eder ve hem kişisel hem de profesyonel yaşamınızı olumsuz etkiler. Uzun vadede bu dengesizlik, performansınızı ve yaşam kalitenizi ciddi şekilde düşürebilir.
Neden Yeni Hedefleri Rutinimize Sıkıştırıyoruz?
Bunun temel nedeni, "çok çalışmak = başarmak" yanılgısıdır. Oysa doğru olan, "çok çalışmak değil, doğru çalışmak başarıya götürür" ilkesidir. Aksi takdirde, örneğin İngilizce öğrenmek stres kaynağı haline gelir. Ayrıca, sınırlı zaman ve enerji kaynaklarımızı dikkate almadığımızda, yeni hedefler sadece tükenmişlik ve motivasyon kaybına yol açar.
İnsan beyni, aynı anda yalnızca sınırlı sayıda karmaşık görevi verimli bir şekilde yürütebilir. Bu nedenle, mevcut düzeninize bilinçsizce yeni bir hedef eklemek, hem eski alışkanlıklarınızı hem de yeni hedefinizi sekteye uğratır. Peki, bu döngüyü nasıl kırabiliriz?
İşte hayat tecrübelerime dayanarak oluşturduğum beş çözüm önerisi:
1. Odak Yönetimi = Enerji Yönetimi
Verimli çalışabilmek için hangi zaman dilimlerinde daha iyi odaklandığınızı keşfetmelisiniz. Bunu yapabilmek için:
Sabah, öğle ve akşam saatlerinde ne yaptığınızı detaylı şekilde yazın.
Her aktiviteye 1-5 arasında bir verimlilik puanı verin.
En yüksek puan aldığınız zaman dilimlerine en önemli işleri yerleştirin.
Örneğin, akşam saatlerinde yorgun olduğunuzu fark ederseniz, zihinsel çaba gerektiren işleri sabaha kaydırın.
Bu takip sistemi, hangi zaman diliminde hangi işlerin daha verimli yapıldığını anlamanızı sağlar. Ayrıca, enerjinizi nasıl yöneteceğinizi öğrenmek, sadece işlerinizi değil, kişisel yaşamınızı da dengelemenize yardımcı olur.
Bu yaklaşımla, bir hedefi uygularken en verimli olduğunuz zaman dilimini kullanabilir ve gereksiz enerji kaybını önleyebilirsiniz.
2. Vazgeçebileceğimiz Maddeleri Belirlemek
Yeni bir hedef eklerken bazı aktivitelerden geçici olarak vazgeçmek gerekebilir. Eğitim sürecini bir yatırım dönemi olarak düşünün. Örneğin:
Film izleme, sosyal medya kullanımı veya gereksiz buluşmaları sınırlayın.
Önceliklerinizi netleştirin ve zamanınızı boşa harcamayın.
Haftalık planlar yaparak, boş zamanlarınızı değerlendirin ve yeni hedefleriniz için alan açın.
Bu yaklaşım, odaklanmanızı artırır ve sizi gerçekten değerli olan hedeflere yönlendirir. Her yeni hedef, mevcut düzeninizi gözden geçirmenizi ve daha etkili bir zaman yönetimi uygulamanızı gerektirir.
3. Uyku Takibi Yapmak
Öğrenme sürecinde uyku kalitesi kritik bir faktördür. Gece boyunca öğrendiklerimiz uzun vadeli hafızaya aktarılır. Uyku kalitesini artırmak için:
Uyku takibi yapabilen bir cihaz kullanın (Apple Watch, akıllı bileklik veya uyku takibi yapan yüzükler gibi).
Uyku süresinden çok, uyku kalitesine odaklanın.
Az uyumak değil, kaliteli uyumak önemlidir. Örneğin, 4-5 saatlik yüksek kaliteli uyku, 10 saatlik kalitesiz uykudan daha faydalıdır.
Uyku problemi yaşayan öğrencilerde öğrenme güçlüğü gözlemlediğimi belirtmek isterim. Bu nedenle uyku takibi, verimliliğinizi artırmak için oldukça önemlidir. Ayrıca, düzenli uyku alışkanlığı edinmek zihinsel berraklık sağlar ve günlük hedeflerinize daha kolay ulaşmanıza yardımcı olur.
4. Fiziksel Aktivite ve Yürüyüş
Her gün düzenli olarak fiziksel aktivite yapmak zihinsel performansı artırır. Oturarak geçirilen uzun süreler, sağlık açısından ciddi riskler taşır. Önerilerim:
Her gün en az 6-7 km yürüyün.
Sabah erken saatlerde veya gün içinde boşluk yaratarak hareket edin.
Haftada birkaç kez hafif egzersizler yaparak kaslarınızı gevşetin.
Fiziksel aktivite yalnızca beden sağlığına değil, zihinsel berraklığa da katkı sağlar. Ayrıca, yürüyüş sırasında problem çözme ve yaratıcı düşünme yeteneğiniz gelişir.
5. Minimum Viable Action (MVA) Yaklaşımı
Aksiyon almak öğrenme sürecinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Ancak pek çok kişi bilgiyi tüketmeye odaklanıp, gerçek uygulamadan kaçınır. Ben bu durumu fark ettiğimde "Minimum Viable Action" (MVA) yani "Minimum Uygulanabilir Aksiyon" kavramını benimsedim. Bu yaklaşım, öğrendiğiniz her yeni bilgiyi hızla küçük ama etkili adımlarla pratiğe dökmeyi önerir.
Kendi deneyimimden öğrendiğim önemli bir ders şu oldu:
Çok fazla kitap okuyup kurs izlemek yerine, küçük bile olsa gerçek aksiyonlar almak gelişimin temelini oluşturur.
Örneğin, dil öğreniminde yeni bir kelime öğrendiğinizde bunu bir cümlede kullanarak yazıya dökmek veya sesli tekrar yapmak, bilgiyi kalıcı hale getirir.
Bu yaklaşımı benimsemek için kendinize şu soruyu sorun:
Bugün öğrendiğim bilgiyi hangi küçük adımla hayata geçirebilirim?
Önemli olan ne kadar süre çalıştığınız değil, aksiyon alıp almadığınızdır.
Unutmayın, hata yapmak öğrenme sürecinin bir parçasıdır ve geri bildirim alarak daha hızlı ilerlemenizi sağlar.
Özetle, öğrenme rutininize MVA yaklaşımını eklemek, bilgiyi aktif hale getirip kalıcı öğrenmeyi destekler. Yapmaya odaklanın, küçük adımlarla başlayın ve süreci zamanla ölçerek geliştirin.
Sonuç
Yeni bir hedefe ulaşmak için sadece çok çalışmak yeterli değildir. Doğru yöntemlerle çalışmak, enerji ve zaman yönetimini optimize etmek gereklidir. Rutinlerinizi bilinçli şekilde güncelleyip, odaklanma ve uyku kalitenizi artırarak hedeflerinize daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde ulaşabilirsiniz. Ayrıca, bu yaklaşım sadece kariyer hedeflerinizde değil, kişisel gelişiminizde de size rehberlik eder.