Mutfak şeflerin büyük organizasyonlarda çok iyi bir şekilde uyguladıkları Thinking from the End veya Thinking Backwards, yani geriye doğru düşünme metodunu biz kendimiz büyük projeler veya hedefler için mutlaka örnek almamız gerekiyor. Ne demek peki thinking from the end?
Mutfak şefleri, büyük organizasyonlar için servis edilecek tabakları birkaç gün önceden düşünüp, zamanlamasını planlıyorlar. Planlama şekli ise şöyledir:
X bir tabağın misafirin masasında bulunması için, o tabağın misafir masasında sunum süresi ne kadar? Tabağın servis alanından misafirin masasına gitme süresi ne kadar? Mutfaktan servis alanına gitme süresi? Mutfakta o tabağın servis alanına hazır sunulması için hazırlık süresi? Tabağın mutfakta x süresi içinde hazırlanması için ön hazırlık süresi? Ön hazırlık süresini ve sürecini verimli bir şekilde sağlamak için ihtiyaç duyulan malzeme ve personel sayısı.
Özetle, masamıza 15–20 dk içinde gelen bir tabak, iyi bir organizasyonun bir sonucudur aslında.
Peki, Thinking from the end Metodunu biz nasıl uygulayabilirsiniz. Öncelikle net hedefimizi belirlememiz gerekiyor. İngilizce’yi örnek olarak alalım. Seyahat bağlamında pratik ve günlük konularda konuşmak istediğimizi varsayalım. Bu seviyede konuşabilmemiz için Dil seviyemiz Ön Orta seviyesi olması gerekiyor. Günde 1.5–2 saat zamanımızı ayırabildiğimizi varsayarsak, sıfırdan bu seviyeye 2–2.5 ayda gelebiliriz.
Peki Ön Orta seviyeyi geriye doğru tekniğini kullanarak kırılımını yapalım. Bu seviyede hangi becerilere sahip olmamız gerekiyor ve hangi ardıllıkla bu becerileri uygulamamız gerekiyor?
Tabii ki nihai hedefimiz ön orta seviyede konuşabilmek. Konuşma becerimizi iyi bir şekilde geliştirebilmemiz için, öncelikle yazma becerimizi geliştirmemiz gerekiyor. Yazma becerimiz ise kelime ve gramer bilgimize dayanıyor. Pratik konularda konuşabilmemiz için en çok kullanılan 300 kelime bizim için yeterli olacaktır. Gramerde ise 13–15 konu bilmemiz yeterlidir.
Konuşma becerimizin bir diğer kırılımı — Sesli okuma. Sesli okuma çalışması dilimizi esnetmemiz için gerekiyor. Metni olan podcast uygulamaları bu konuda gayet uygun. American English Podcast şeklinde arama yaptığınız zaman, yıldızı ve yorumu fazla olan podcast’i indirebilirsiniz. Nasıl yapacağız peki? Herhangi bir podcast’i açıyoruz ve önce dinliyoruz. Sonra kendimiz dinlediğimiz podcast’in ilk paragraflarını sesli okumaya çalışıyoruz. Aynı metni 1 hafta boyunca sesli okuyabilirsiniz. Sonra diğer podcast’e geçin.
Konuşma becerimizin diğer kırılımı ise Karşımızdaki kişinin söylediklerini anlamak. Bunun için 40 saat pasif, ve 40 saat aktif dinleme yapmamız gerekiyor. Dinlemeleri indirdiğiniz aynı podcast üzerinden yapabilirsiniz.
Pasif dinleme — podcast’i dinlerken metni takip etmeniz gerekmiyor. Ütü yaparken, yemek hazırlarken, yoldayken dinleyebilirsiniz. Odaklanmanız gerekmiyor.
Aktif dinleme ise podcast’i dinlerken bir yandan metni gözlerinizle takip etmeniz gerekiyor.
Duyduklarımızı anlayabilmemiz için, öncelikle okuduğumuzu anlayabilmemiz gerekiyor. Dolayısıyla B1’e geldikten sonra mutlaka basit hikaye kitaplarını okumamız gerekiyor. Önerim Ingilizce-Türkçe karşılıklı hikaye kitaplarıdır.
Peki, şimdi daha küçük adımlara bölelim:
A1 Kelime Çalışması
A1 Gramer Konuları
A1 Yazma Pratiği — Kelimeler + Gramer konuları = Yazılı pratik
A1 Dinleme — Aktif Pasif Dinleme
A1 Okuma — Sesli Okuma
A1 Konuşma — Kelimeler + Gramer konuları = Sözlü pratik
A2 Kelime Çalışması
A2 Gramer Konuları
A2 Yazma Pratiği — Kelimeler + Gramer konuları = Yazılı pratik
A2 Dinleme — Aktif Pasif Dinleme
A2 Okuma — Sesli Okuma
A2 Konuşma — Kelimeler + Gramer konuları = Sözlü pratik
B1 Kelime Çalışması
B1 Gramer Konuları
B1 Yazma Pratiği — Kelimeler + Gramer konuları = Yazılı pratik
B1 Dinleme — Aktif Pasif Dinleme
B1 Okuma — Sesli Okuma + Türkçe İngilizce Karşılıklı Hikaye Kitapları
B1 Konuşma — Kelimeler + Gramer konuları = Sözlü pratik
Özetle: A noktasından B noktasına gelebilmemiz için öncelikle B noktamızı net tespit etmemiz gerekiyor. Bu tespitten sonra hedefimize doğru giden planlı adımları ve süreyi belirlememiz gerekiyor. Planımıza ve zamanımıza sadık kaldığımız takdirde, nihai “tabağımızı” planladığımız ve istediğimiz şekilde sunmuş oluyoruz.
Hayalimize bir tarih atadığımız zaman, Hayalimiz artık Hedefimiz oluyor.
Adımlara bölünen hedef ise Plana dönüşüyor.
Aksiyonlarla desteklenen planımız, nihayetinde realitemiz oluyor.