Şu ana kadar mezun ettiğim 30.000+ öğrencinin ortak problemi ve şikayeti - Disiplinli olamama.
Genelde benden bu bağlamda beklenti öğrencilerimi o disipline tekrar girebilmeleri için onları motive etmem oluyor. Fakat her zaman tekrar ettiğim bir cümlem var:
Motivasyon ilham gibidir, gelmesi hem uzun sürüyor, hem de özel rahat bir ortam gerektiriyor. Motivasyon dayanma noktamız asla olmamalıdır. Neden?
Çünkü 9-6 çalışan, çoluk çocuğu olan insanlar için hayat koşturmacası içinde ne ilhamı, ne de motivasyonu yakalamak pek mümkün olmuyor. Bir zamanlar yakalanan motivasyon ise çabucak kaybolup, gidiyor. Motivasyonun olmadığı yerde de devamlılığını Disiplin sağlıyor. “Her şeye rağmen” olan zihin yapısı. Mümin Sekman’ın tabiri ile “Rağmenci” zihin yapısı.
“Ama hocam disiplin sağlayamıyorum işte, problem orada”
Aslında sağlıyorsunuz. Ve problem disiplinde değil, yani zaman yönetiminizde değil, enerji yönetiminizde.
Baktığımız zaman “Disiplin sağlayamıyorum” diyen insanlar aslında gayet iyi pozisyonlarda, işini çok iyi yapan ve disiplin sahibi olan insanlardır. Tembel, disiplinsiz oldukları için o göreve alınmadılar, değil mi?
Mesele burada disiplinden ziyade odak ve enerji yönetimiyle ilgili bir durum. İş yerinde ful potansiyel çalışan biri için akşam saatlerinde disiplinini sağlayamamak gayet normal bir durum. Ve mesele disiplinsizlikten ve motivasyonsuzluktan ziyade bitkinlik ve tükenmişlik oluyor.
Enerji kalmayınca kendini zorlamak artık toksik bir üretkenliğe sebep oluyor, ve sonuç olarak İngilizce çalışmak artık olumsuz bir duygu olarak kodlanıyor.
Peki bunula ilgili çözüm ne olabilir?
Temel Çözüm 1:
Daha dinç olduğunuz saatlerde çalışmak. Kişiden kişiye değişebilir ama genelde bu saatler şöyledir:
Sabah 6-8 arası
Sabah 10-12 arası
Öğle sonrası 3-5 arası
Temel Çözüm 2:
Çalışma sürenizi 20-25 dakikalık süreçlere bölün. Tek seferde 60 dakika ayırmaya çalışmayın. Örneğin sabah duş sonrası kahvenizi içerken 25 dakika; Öğle yemeğine çıkmadan 25 dakika; Akşam son kahve molasında 15-25 dakika.
Burada önemli olan ne çalışacağınızı önceden net belirtmeniz. Çünkü ayırabileceğiniz süre kısaysa, o süreyi maksimum çalışma yapmak için ayırmanız daha mantıklı ve verimli olur. Program ayarlanması ise bir gün veya birkaç gün önce yapın.
Ben ne yapıyorum?
Ben de bu durumdan muzdariptim. Hala da öyleyim. Ama üstesinden gelebilmek için uyguladığım bir rutinim mevcut:
Uyku
Uyku kalitemi Apple Watch üzerinden 3 senedir takip etmeye çalışıyorum. Kullandığım program Sleep Cycle. Uyku kalitem arttıkça, her anlamda verimlilik kalitem de artıyor.
Soğuk duş
Son bir aydır her gün yapıyorum ve inanılmaz bir etkisi var. Hem daha enerjik uyanıyorum, hem de streslere karşı dayanıklılık seviyem epey arttı.
Yeme İçme
Yeme içme konusunda son 3-4 senedir yaptığım şey şu: Kan tahlillerime baktırıp, neyim eksik, neyim fazla kontrol sağlıyorum. Ona göre kendim için bir yeme içme programını çıkarıyorum, gerekirse takviyeleri ekliyorum. Tabi ki doktorun kontrolü ve tavsiyesi ile.
Ek olarak son 3 aydır hiç ara vermeden 20:4 aralıklı oruçla devam ediyorum. Yani ilk yemeğime 15:00’da başlıyorum ve akşam 19:00, 20:00 gibi bitiriyorum. İlk başta çok zorlandım ama hali hazırda birkaç hastalıktan kurtuldum, hem de günlerim daha verimli ve daha odaklı geçiyor. Bir de daha ekonomik oluyor 🙂
Yürüyüş
Birkaç senedir Orta seviye derslerime katılan öğrencilerime okuduğum bir makale var. Makalenin özeti şu: artık mecburi! Bir şekilde haftada en az bir defa doğaya yürüyüşe çıkmamız gerekiyor. Çünkü insan kalabalık şehrin içinde bir takım psikolojik ve duygusal dengesizliklere maruz kalıyor. Belli bir süre sonra bu durum alışılagelmiş ve sanki öyle olması gerekiyormuş gibi bir hal alıyor. Sonuç: Bitkinlik, bıkkınlık, obezite, panik atakları vb.
Fakat doğaya, yeşilliğe çıktığımız zaman durum bir çok açıdan pozitif bir etki yaratmış oluyor. Yani esasen şarjımızı doğadan, yeşillikten, sakinlikten alıyoruz.
Şahsen haftada en az bir defa iki saatlik orman yürüyüşüne çıkmaya çalışıyorum. Etkisi muazzam. Vaktim ve imkanım olduğu zaman ekstra bir günümü ayırıp, 2-3 saatliğine bir de Yıldız parkına gidiyorum ve orada çalışıyorum.
Takip ve Yazma
Mümkün olduğu sürece her gün sabah erken saatlerinde defterime fikirlerimi, aklıma gelen her neyse yazmaya çalışıyorum. Böylece kafamı boşaltmış oluyorum ve temiz bir zihin ile günüme başlamış oluyorum.
Bunu her gün yapamıyorum ama mümkün olduğu sürece uygulamaya çalışıyorum. Her pazartesi günü mutlaka haftalık değerlendirme yapıyorum. Ne yaptım, ne yapacaktım. Bu değerlendirme kendime her açıdan bakmamı sağlıyor ve sonraki haftanın planını buna göre iyileştirmeleri düşünerek yapıyorum.
Disiplin ve zaman yönetimi düşündüğümüz gibi plansızlıkla veya disiplinsizlikle çok fazla alakası yok. Hepimiz geldiğimiz konumuza belli bir plan ve disiplin sağlayarak geldik. Bu konuda asıl önemli olan enerji yönetimi. Hele yaş ilerledikçe bu konu çok daha önemli bir hale geliyor. Bu da rutinimizi, yeme içmemizi ve belli alışkanlıklarımızı optimize etmekle gerçekleşen bir şey.
Hocam yazınız çok bilgilendirici sağolun. Fakat olumsuz yönden bakmamaya çalışsamda hayat koşuşturmacası içerisinde bu bahsettiklerinizi nereye,nasıl sığdıracağımızı kestiremiyoruz maaleaef.
Örneğin bahsettiğiniz çalışma saatleri; 10-12 ve 3-5 arası, çalışan kişiler için mesai saatleri olduğu için pek mümkün olmuyor maalesef (iş yerindeki tempo,yoğunluk vs.) Daha doğrusu devamlılığı olmuyor. Sabah 6-8 arasında da kahvaltı,duş derken minimum yarım saat geçiyor ve kalan zamanın bir kısmıda işe gitmek için yolda geçiyor.
Bunun için fırsatları yaratmak elbetteki elimizde ama ilk paragrafta bahsettiğim gibi neyi,nereye sığdıracağımız konusu muallakta kalıyor biraz 🙂