Daima kurduğum bir cümlem var:
Dil bilgi değil, dil beceridir.
Yani şöyle düşünün: Diyelim ki koşuyla ilgili bir şeyler öğreniyorsunuz, kocaman kocaman kitapları okuyorsunuz fakat dışarı çıkıp koşmadıkça o teorinin herhangi bir faydası olur mu? Olmaz.
Benzer bir şekilde dil de öyle. Dili pratiğe dökmemiz gerekiyor. Bir sürü gramer kitabı çözmek, sayfalarca test çözmek yetmiyor. Onları yapmak bizi konuşturmaz.
Esas bizi konuşturacak şeyler, konuşmaya yönelik çalışmaları yapmak.
Bu konuda size çok verimli, çok fonksiyonel bir çalışmadan, bir orandan bahsetmek istiyorum:
Bire Üç Oranı.
1 Saat Teori, 3 Saat Pratik
Bu oran şu şekilde:
1 saat teori,
3 saat pratik.
Örneğin, bir saat boyunca Present Perfect konusuyla ilgili bir ders izlediniz. Bu dersin ardından, 3 saat boyunca pratiğe odaklanmanız gerekiyor.
Peki bu pratiği nasıl yapacağız?
Aslında pratik dediğimiz şeyin kendi içinde bir kırılımı var.
Pratik İkiye Ayrılır:
Pekiştirme Çalışmaları
Performans Çalışmaları
1. Pekiştirme Çalışmaları
Pekiştirme, öğrendiğimiz bilgileri kısa vadeli hafızadan uzun vadeli hafızaya taşımamıza yarar.
Pekiştirme çalışmaları şunlardır:
Test çözme,
Boşluk doldurma,
Çeviri yapma,
Gramer çalışmaları.
Bu çalışmalar bizi doğrudan konuşturmaz. Sadece bilgiyi sağlamlaştırır.
Bu yüzden bazı öğrencilerden şu soruyu alıyorum:
“Hocam, bir sürü test çözüyorum, ikinci turu bitirdim, yine de konuşamıyorum.”
Çünkü sadece pekiştirme yapıyorsunuz.
2. Performans Çalışmaları
Bizi gerçekten konuşturacak olan performans çalışmalarıdır.
Performans çalışmaları da ikiye ayrılır:
Yazma çalışmaları
Konuşma çalışmaları
Nasıl Uygulayacağız?
Örneğin Present Perfect öğrendiniz:
İlk 1 saatte test çözerek, çeviri yaparak, boşluk doldurarak PEKİŞTİRME yapıyorsunuz.
İkinci 1 saatte bir konuda kısa yazılar yazarak PERFORMANS’ın yazma kısmını çalışıyorsunuz.
Yazılarınız uzun olmak zorunda değil.
Birkaç paragraf, 15 cümlelik bir yazı olabilir.
Minimum 5 cümlenizde Present Perfect kullanmaya dikkat edeceksiniz.
Üçüncü 1 saatte bu yazınızı sesli bir şekilde anlatıyorsunuz, yani konuşma çalışması yapıyorsunuz.
Yapay zekâ kullanıyorsanız, yazdığınız metni sesli okuyup yapay zekâdan gramer, akıcılık ve telaffuz üzerine değerlendirme isteyebilirsiniz.
Pratik, Pekiştirme ve Performans Arasındaki İlişki
Herhangi bir konuyu öğrendiğinizde, “Anlıyorum, tüm egzersizleri de yapıyorum ama hala konuşamıyorum” diyorsanız, sebep şudur:
Sadece pekiştirme yapmışsınızdır, performans çalışmaları eksik kalmıştır.
Bunu bir grafik gibi düşünebiliriz:
Diyelim ki Simple Past konusunu öğrendiniz.
Pekiştirme yaptığınızda kendinize 10 üzerinden 5 verebilirsiniz (orta seviyede anlama gibi).
Yazmaya geçtiğinizde performans daha düşük olur, belki 10 üzerinden 3-4.
Konuşmaya geçtiğinizde performans daha da düşer, belki 10 üzerinden 2-3.
Bu düşüş doğaldır.
Performans, her zaman pekiştirmenin bir adım gerisinde, yazmanın ise bir adım daha gerisindedir.
Bu Süreci Nasıl Geliştirirsiniz?
Daha çok pekiştirme çalışması yaparak yazma seviyenizi artırırsınız.
Daha çok yazma çalışması yaparak konuşma seviyenizi artırırsınız.
Sabırlı olun. Yazmanız da, konuşmanız da aşama aşama gelişecektir.
Ama unutmayın:
Yazma her zaman pekiştirmeden daha düşük, konuşma ise yazmadan daha düşük seviyede olacaktır.
Bu doğaldır.
Üstteki çalışmaları artırdıkça arkadaki beceriler de gelişecektir.
Özet:
Ana Fikir:
Dil, bilgi değil, beceridir.
Gramer çalışmak yetmez, pratik yapmak şarttır.
Bire Üç Oranı:
1 saat teori → 3 saat pratik
Pratik Dağılımı:
1 saat Pekiştirme:
Test çözme, çeviri, boşluk doldurma
1 saat Yazma:
Kısa yazılar, günlükler, hobi yazıları
Öğrendiğin gramer konusunu yazıya entegre et
1 saat Konuşma:
Yazdıklarını sesli anlat
Yapay zekâdan geribildirim al
Unutma:
Yazma, pekiştirmeden zayıf olur.
Konuşma, yazmadan zayıf olur.
Bu doğaldır.
Çalıştıkça güçlenir.
Anahtar:
Çok pekiştir.
Çok yaz.
Çok konuş.
Hata yap.
Geribildirim al.
Döngüyü tekrar et.